Çölyak hastalığı, vücudunuzun bağışıklık sistemi gluten alımına tepki verdiğinde ortaya çıkar. Gluten buğday, çavdar ve arpada bulunan bir proteindir ve ekmek ve makarna gibi yiyeceklerde bulunur. Bu bağışıklık tepkisi ince bağırsağa zarar verir ve vücudunuzun besinleri emme yeteneğini etkiler. Bazı insanlar glutene duyarlıdır ancak çölyak hastalığı yoktur.
Çölyak hastalığı tanısı için altın standart, duodenal biyopsi ile tespit edilen mukozal değişikliklerin kombinasyonudur. Serolojik testlerin pozitifliği ile temsil edilir. Serolojide kaydedilen ilerlemeye rağmen, mevcut olan hiçbir antikor testi %100 duyarlılık ve özgüllük sağlamamaktadır. Bu nedenle doğru bir tanı koymak için önemli bir yardımcı olarak bağırsak biyopsisi gerektirir.
Çölyak hastalığı olan hastaların yakınları için ilk tarama testi, HLA-DQ2 veya HLADQ8 için bir kan örneğinin veya yanak sürüntüsünün polimeraz zincir reaksiyonu testidir. Alellerden herhangi biri için pozitif olan kişiler daha sonra serum anti-tTG IgA için test edilmelidir. Doku transglutaminazına karşı serum IgA antikorları, aktif çölyak hastalığı vakalarının çoğunda artar. Bu antikorların test edilmesi, daha büyük çocuklar ve yetişkinlerde önerilen tarama prosedürüdür.
Çölyak, gastrointestinal ve gastrointestinal olmayan sendromlar dahil olmak üzere malabsorpsiyondan ortaya çıkabilen klinik tablolarda düşünülmelidir.
Çölyak hastalığı çoklu organ sistemlerini etkileyebilmekte ve değişken belirtilere sahip olabilmektedir. Yaygın olarak ishal, değişen bağırsak alışkanlıkları, gaz, dispepsi, mide ekşimesi ve kilo kaybı yer alır. İshal, çölyak hastalığının klasik formunun yaygın bir bulgusudur. Steatore nispeten nadirdir, ancak hastaların yaklaşık yarısında başvuru anında laktoz intoleransı vardır. Şekerlerin kötü sindirimi, yemek sonrası şişkinlik, gaz ve ishale neden olabilmektedir.
Şiddetli çölyak hastalığı olanlarda;
Diğer semptomlar baş ağrısı, depresyon, kızarıklık, uyuşma, karıncalanma, eklem ağrısı ve yorgunluğu içerebilmektedir. Bununla birlikte, bazı kişilerde hiçbir semptom görülmez. Çölyak hastalığı ayrıca demir eksikliğine, kemik hastalığına, kısırlığa veya tekrarlayan düşüklere neden olabilmektedir. Nadir durumlarda, lenfoma ve bağırsak kanseri ile ilişkilidir.
Diğer birçok durum çölyak hastalığı ile karıştırılabileceğinden, belirtileriniz varsa doktorunuz tarafından test edilmeniz önemlidir.
Birinci derece akrabalarında çölyak hastalığı olan kişilerde çölyak hastalığı riski %10-15 arasındadır. Yüksek riskli çocuklarda yaşamın ilk 5 yılında daha yüksek gluten alımı, çölyak riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.
Çölyak olan bir yakınınız varsa veya belirli otoimmün hastalıklarınız varsa, çölyak hastalığı riskiniz daha yüksektir. Hastalığa yakalanma şansınız ve testin sizin için anlamlı olup olmadığı konusunda doktorunuza danışmalısınız.
Çölyak hastalığını tedavi edecek herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Tek tedavisi ömür boyu glutensiz beslenmedir. Glutensiz diyet uygulamak çoğu insanda semptomları durdurur; bağırsak hasarını iyileştirir; kemik kaybı gibi komplikasyonları önler. Ancak glutensiz diyete bağlı kalmak zor olabilmektedir. Çoğu zaman, glutensiz bir diyette gelişme göstermeyen kişiler, bilmeden az miktarda glutene maruz kalmaktadır. Gluten; vitaminler, diş macunu ve dudak kremi gibi ürünlerde bulunabilmektedir.
Doğal olarak glutensiz gıdaları seçmek, besin alımınızı en üst düzeye çıkarmanızı sağlayacaktır. İşlenmiş gıdalardan kaçınılmalıdır. Meyve, sebze, et, balık, süt ürünleri, fasulye, pirinç, mısır gibi doğal olarak glutensiz gıdalara odaklanılmalıdır. Belirtileriniz glutensiz diyetle düzelirse bile az miktarda gluten tüketmeniz belirtilerinizin geri dönmesine neden olabilmektedir. Glutensiz diyet konusunda diyetisyen desteği almak, uzun vadede sürdürebileceğiniz beslenme planı geliştirmenize yardımcı olabilmektedir. Ayrıca yemek planlama, dışarıda yemek yeme, yeterli kalori ve besin alma konusunda fayda sağlamaktadır.
Çölyak hastalığı için mevcut olan tek etkili tedavi ömür boyu katı bir glutensiz diyettir. Glutensiz diyet, bağırsak ve bağırsak dışı semptomların çözülmesini, otoantikorların negatifliğini, bağırsak villuslarının yeniden büyümesini sağlar.
Mevcut öneriler, lif dahil olmak üzere besin değeri yüksek, doğal olarak glutensiz ürünlerin seçilmesine odaklanmaktadır. Hastalar ayrıca daha iyi beslenme için şeker ve yağ oranı yüksek işlenmiş gıdalardan kaçınmalıdır.
Çölyak hastalığı folik asit ve demirin yanı sıra yağda çözünen vitaminlerin emilim bozukluğuna yol açabilmektedir. Tiamin, B6 vitamini ve B12 vitamini eksiklikleri de meydana gelebilmektedir. Ancak yaygınlığı daha azdır. Magnezyum, bakır, çinko ve selenyum dahil olmak üzere bazı minerallerin seviyeleri düşük olabilmektedir. Bu durum hastalığın ciddiyetine ve diyet alımına bağlıdır. Bağırsak iyileşene ve daha önce düşük olan seviyeler normale gelene kadar ek olarak vitamin ve mineral takviyesi gerekebilmektedir.
Glutensiz diyet, çölyak hastalığı tedavisinin temel taşıdır. Alternatif bir tedavi olmadığı için hasta motivasyonu ve eğitimi çok önemlidir. Uyumsuzluk, özellikle ergenlerde yaygındır. Küçük miktarlarda gluten alımı bile semptomların geri dönmesine neden olabilmektedir. Semptomlar genellikle tedavinin başlamasından sonraki günler veya haftalar içinde düzelmektedir. Glutene karşı immünolojik intolerans ortadan kalkmadığı için diyete gluten yeniden eklendiğinde hasar tekrardan ortaya çıkmaktadır. Yanlış bir şekilde gluten içeren gıdaları yediğinizde semptomların olmamasının zarar görmeden tüketilebileceğini düşünebilirsiniz. Fakat kemik kaybı ve kanser riskinin artması gibi komplikasyonlardan kaçınmak için diyete tamamiyle bağlı kalınmalıdır. Kılavuzlar, tercih edilen tedavi olarak glutensiz diyete ömür boyu bağlı kalmayı önermektedir.
Bir beslenme uzmanının desteği olmadan uygulanan glutensiz diyet vitamin ve eser metal eksikliğine neden olabilmektedir. Çölyak hastalığı olan hastalar, çölyak hastalığı ve glutensiz diyet konusunda bilgilendirilmelidir.
Diyet danışmanlığı için önemli konular arasında;
Vücut ağırlığı artışı, yaygın olarak glutensiz diyette bulunan bitkisel yağların aşırı tüketiminden kaynaklanmaktadır. Ayrıca glutensiz paketli ürünlerin de aşırı tüketiminden etkilenmektedir. Bu nedenle, takip sırasında karaciğer yağlanması dahil metabolik komplikasyonları önlemek için beslenme danışmanlığı önerilmektedir. Diyabet, obezite, hiperlipidemi, vejeteryanlık ve gıda alerjileri gibi eşlik eden sorunlar için ek danışmanlık gerekebilmektedir.
Çölyak hastalığında beslenme hakkında daha detaylı bilgi almak ve kişisel bir diyet planı hizmeti almak istiyorsanız online diyet hizmetimizden bizlere ulaşabilirsiniz. Bunun için whatsapp, telefon numarası veya mail adresinden bizlerle iletişime geçebilir ve detaylı bilgi alabilirsiniz.
Diyetisyen Ece Kirmit web sitesi ve sosyal medya kanallarında bulunan içerikler bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi, tanı ve bilgi için iletişime geçiniz.
@ 2023 Tüm Hakları Saklıdır.