Hamilelik sırasında kadınlar, bebeğin normal gelişimi ve sağlığı için bir dizi fizyolojik değişikliğe uğrarlar. Bu değişiklikler anne ve bebeği doğuma hazırlar. Bu değişiklikleri desteklemek, vücudu doğuma hazırlamak, bebeğin normal gelişimini sağlamak için gebelikte beslenme ihtiyacı artar. Vitaminler, mineraller ve omega-3 yağ asitleri hamilelik sırasında önemli bir rol oynar.
Beslenme danışmanlığı hamilelik sırasında tüm kadınlar için gereklidir. Beslenme hamileliğin sonucunu ve yeni doğan bebeğin sağlığını etkiler. Hamilelikte beslenme gereksinimleri, hamile olmayan kişilerden önemli ölçüde farklıdır. Gebelik öncesi ve gebelik boyunca sağlıklı bir yaşam tarzı anne ve bebek sağlığı için önemlidir. Hamilelik sırasında sağlıklı bir yaşam tarzı, gestasyonel hastalıkların önlenmesi için önemli bir halk sağlığıdır. Bu nedenle başarılı bir hamilelik için temel bir gereklilik olarak kabul edilir. Hamilelik sırasında iyileştirilmiş diyet müdahaleleri ve alışkanlıkları, gebelikte aşırı kilo alımını önlemede önemli rol oynar.
Hamilelik, anne ve bebeğin artan ihtiyaçlarını karşılamak için sağlıklı bir diyet gerektirir. Genellikle hamilelerde meyve, sebze, et ve süt ürünlerinin diyet alımı ihtiyaçları karşılamak için yetersizdir. Bu durum mikro besin eksikliklerine yol açabilmektedir.
Proteinler; Annenin dokularını ve bebeğin büyümesini sürdürmek için proteinlere olan ihtiyaç artmaktadır. Proteinler sadece hamileliği değil emzirmeyi de desteklemek için temel gereksinim haline gelir. Protein eksikliği gebeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği gibi aşırı alımı da bebeğin gelişiminde zararlı olabilmektedir.
Yağ asitleri; Toplam yağ alımı, hamilelik sırasında alınan yağın kalitesi kadar önemli değildir. Esansiyel yağ asitleri, doku büyümesine katıldıkları için yeterli bebek gelişimi ve bebek büyümesi için önemlidir. Hamilelikte beyin ve retinanın düzgün gelişimi için gerekli olan DHA ve EPA'nın optimize alımı gereklidir.
Karbonhidratlar; Karbonhidrat kaynaklarının kan şekeri ve kan insülini üzerindeki etkisi farklıdır. Hamilelik sırasında, esas olarak yiyeceklerin glisemik indeksleri dikkate alınarak tüketim sağlanmalıdır. Besinlerdeki karbonhidratların kalitesine de dikkat edilmelidir. Yeterli bir diyet, kan kolesterolünü azaltabilen, kan şekerini dengeleyen ve lif açısından zengin karbonhidratları içermelidir.
Mikro besinler; Hamilelik sırasında mikro besinlerin gereksinimleri, makro besinlerden daha hassastır. Bu nedenle yetersiz alım, gelişmekte olan bebek ve gebelik sonuçları üzerinde önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Minerallerin (demir, çinko, iyot ve kalsiyum) ve vitaminlerin gebelikteki önemli rolü iyi bilinmektedir. Düzenli bir diyetin karşılayamayacağı özel gereksinimleri karşılamak için farklı takviye biçimleri önerilmektedir.
Gebelik öncesi vücut ağırlığı ve gebelik döneminde ağırlık kazanımı önemlidir. Anne ve bebeğin sağlığı için gebeliğe normal ağırlıkta ve yeterli beslenme durumuyla başlanması en uygunudur. Gebelikte vücuttaki değişikliklere uyum sağlanması için ağırlık kazanımı önemlidir. Önerilere göre, normal kilolu kadınlar için gebelik kilo alımı 11 ve 16 kg arasında olmalıdır. Fakat kilo alımı annenin vücut kitle indeksi veya çoğul gebelik durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Gebelik kilo alımı; bebek ağırlığı, plasenta, uterus, amniyotik sıvı, meme bezi, kan, yağ dokusundan kaynaklanır. Sağlıklı bir gebelik için ağırlık kazanımının miktarı kadar hızı da önemlidir.
Yapılan çalışmalarda; diyet uygulamalarının, hamilelik öncesi ve sırasındaki beslenmenin bebek sağlığı için önemli olduğu gösterilmiştir. Hem yetersiz beslenme hem de hamilelik öncesi ve sırasında aşırı beslenme gebelikte komplikasyonlara neden olabilmektedir. Yeterli kilo alımı için sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı önerilmektedir.
Hamilelik öncesinde ve sırasında faydalı bir diyet modelinin tüketilmesi;
Demir, hemoglobin üretiminde ve oksijenin taşınmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle artan kan kütlesi ve bebek büyümesi için gebelerin demir gereksinimleri belirgin şekilde artar. Gebelik süresince demirden zengin olan besinler diyette yeterli miktarda tüketilmelidir. Kırmızı et, kümes hayvanları, kurubaklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, pekmez ve kuru meyveler diyete eklenmelidir. Bitkisel demir emiliminin artması için C vitamininden zengin meyve ve sebzeler ile birlikte tüketim sağlanmalıdır. Ayrıca çay ve kahvenin demir emilimini azaltabileceği unutulmamalıdır.
Hamilelik, folat eksikliğinin yaygın bir nedenidir. Folat eksikliği nöral tüp defektleri gibi bazı gebelik komplikasyonlarından sorumlu olabilmektedir. Kadınların hamilelikten en az 3 ay önce folik asit takviyesi almaları önerilmektedir. Gebelik süresince folattan zengin olan besinler diyette yeterli miktarda tüketilmelidir. Kurubaklagillere, koyu yeşil yapraklı sebzelere ve turunçgillere diyette yeterince yer verilmelidir.
Doğmuş bir bebeğin iskeleti yaklaşık 30 g kalsiyum içerir. Bu mineral içeriğin dörtte üçü gebeliğin son üç ayında depolanır. Artan bu ihtiyaçları karşılamak için kalsiyumun bağırsaklardan emilimi gebeliğin çok erken döneminde artar. Hamileliğin yedinci ayında önerilen D vitamini takviyesi, kalsiyumun bu bağırsak emilimini destekler. Düşük kalsiyum alımı, ileriki yaşlarda osteoporoz, kas kramları ve tetaniye neden olabilmektedir. Kalsiyumun başlıca kaynakları süt ve süt ürünleridir. Bu nedenle kadınların yetersiz kalsiyum alımı olmasa bile süt ürünleri tüketmeleri teşvik edilmelidir.
Hamilelik sırasında, serum magnezyum seviyeleri kademeli olarak azalır. Gebeliğin son üç ayında düşük değerlere ulaşır ve doğumdan sonra artar. Magnezyum eksikliği, hipertansif bozukluklar, gestasyonel diyabet, erken doğum ve intrauterin büyüme geriliği oluşumunda rol oynar. Dünya Sağlık Örgütü, hamilelik sırasında krampları hafifletmek için magnezyum kullanımını önermektedir.
Hamile kadınlarda ve bebeklerde tiroid homeostazı, beyin dokusunun gelişimi, zekanın kazanılması ve öğrenme için gereklidir. Diyetteki ana iyot kaynakları; balık, deniz ürünleri ve süt ürünleridir. Sağlık uzmanları, hamile kadınların hamilelik sırasında bazı balık ve deniz ürünlerinden kaçınmalarını önermektedir.
Çinko, protein sentezi ve büyümesi gibi birçok biyolojik işlem için gereklidir. Hamilelik sırasında çinko eksiklikleri düşük doğum ağırlığına, intrauterin gelişme geriliğine ve erken doğuma neden olabilmektedir. Gebe kadınların çinko gereksinimleri artmaktadır. Çinko esas olarak et, balık ve deniz ürünlerinde bulunur. Bu nedenle, hamilelik sırasında tek başına gıda alımı yetersiz olabilmektedir.
Yetişkinlerde, dolaşımdaki D vitamini seviyeleri, güneşe az maruz kalınan sonbahar ve kış aylarında özellikle düşüktür. Gebelerde, gebeliğin sonunda özellikle kış aylarında veya ilkbahar başlarında D vitamini eksikliği görülür. Bu zayıf vitamin durumu ile raşitizm arasında bir ilişki vardır. D vitamininin başlıca kaynağı güneş ışınlarıdır. Yağlı balıklar, yumurta sarısı da iyi D vitamini kaynaklarıdır.
Beynin optimal çalışması için çoklu doymamış yağ asitleri gereklidir. Araştırmalar düşük omega-3 tüketiminin gelişim sırasında bilişsel ve davranışsal bozukluklarla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Gebeler için haftada iki kez 170 gramlık düşük cıvalı balık ve deniz ürünü önerilmektedir. Daha fazla tüketim sağlamak mutlak risk düşük olmasına rağmen cıva toksisitesi riski oluşturabilmektedir.
Beslenmenin doğurganlığı ve plasenta ile bebeğin erken gelişimini etkilediğine dair kanıtlar mevcuttur. Dengeli makro besin alımına sahip bir diyet, sağlıklı bir hamilelik ile sonuçlanır. Besleyici diyetler; bol miktarda sebze, meyve, kepekli tahıllar, kabuklu yemişler, balık, baklagilleri içerir. Bu diyet modeli basit şekerler, işlenmiş gıdalar ve trans ve doymuş yağlardan kaçınır. Hamilelik sırasında herhangi bir makro besini sürekli ve önemli ölçüde kısıtlayan bir diyetten kaçınılmalıdır. Popüler basın tarafından tanıtılan moda diyetler yaygındır. Bu durum besin dengesizliği ve bunun sonucunda besin eksiklikleri veya ketozis nedeniyle hamilelikte sorun oluşturabilmektedir. Hamilelikte Akdeniz diyeti, DASH diyeti ve İskandinav diyeti önerilmektedir.
Gebelikte beslenme döneminde balık tüketimi özellikle omega-3 alımı açısından önemlidir. Fakat balıklar çevresel kirlenmeden kaynaklı metil-cıva gibi ağır metalleri içerebilmektedir. Metil-cıva plesanta ve anne sütünden bebeğe geçebilmekte ve bebeğin sinir sistemini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu yüzden tüketilecek olan balık türüne dikkat edilmelidir. Civa maruziyeti daha düşük olan yüzeyde yaşayan balıklar tercih edilmelidir. Hamsi, uskumru, levrek, alabalık, ton balığı ve çiftlik somonu tercih edilmelidir. Derinlerde yaşayan midye, kalkan ve kılıç balığı tercih edilmemelidir.
Vücutta ilaç benzeri etkiler yaratabildiği için bitki çayları tüketimine dikkat edilmelidir. Papatya, yarpuz, dut, defne, hatmi çiçeği, hindiba, sinameki gibi çayların tüketimi önerilmemektedir. İçeriği bilinmeyen karışım çaylarından uzak durulmalıdır. Siyah çay, yeşil çay, kahve ve kakao gibi besinlerin kafein içeriği açısından kullanımına dikkat edilmelidir.
Yapılan çalışmalarda, hamilelik sırasında annenin kafein tüketiminin gebelik başarısızlığı veya gebelik komplikasyonları riskini artırdığı gösterilmiştir. Çalışmalar, hamilelik sırasında kafein tüketiminin gelişme geriliği, düşük doğum ağırlığı, düşük doğurganlıkla ilişkili olduğunu göstermiştir.
Gebelikte uygun yaşam tarzı, başarılı gebelik ve yeni nesil sağlığının anahtarı olarak önemli bir konudur. Hamilelik öncesi ve doğum sonrası sağlık, gebelik hastalıklarının önlenmesi ile ilgili olarak yüksek önem kazanmıştır. Diyet hamilelik öncesi, sırası ve sonrasında dikkat edilmesi gereken başlıca faktördür. Diyet, anne sütü bileşimi ve emzirmedeki önemli rolüyle WHO tarafından kilit unsur olarak kabul edilmektedir. Demir, kalsiyum ve vitaminler gibi mikro besinler de hamileliği ve emzirmeyi desteklemek için gereklidir. Anne ve bebek sonuçlarında iyileştirmeler elde etmek için hamilelikten önce anne eğitimi önemlidir.
Annede obezite ve diyabet, yüksek yağ ve şeker alımından kaynaklı bebeğin aşırı beslenmesine neden olmaktadır. Bu durum bebeğin olması gereken ideal ağırlıktan daha büyük doğmasına neden olabilmektedir. Gebelikte obezite varlığı bebekte aşırı glikojen depolanmasına, yağ birikmesine katkıda bulunarak insülin salgılanmasını teşvik eder. Anne karnında biriken aşırı yağ kütlesi daha sonrasında obeziteye katkıda bulunabilmektedir.
Çocuk doğurma çağındaki tüm kadınlara gebelik öncesi danışmanlık ve yönergeler verilmelidir. Özellikle yetersiz veya aşırı beslenenlere dikkat edilmeli, beslenme ve optimal gebelik kilo alımı hakkında bilgilendirilmelidir.
Gebelik diyeti hakkında daha detaylı bilgi almak ve kişisel bir diyet planı hizmeti almak istiyorsanız online diyet hizmetimizden bizlere ulaşabilirsiniz. Bunun için Whatsapp, telefon numarası veya mail adresinden bizlerle iletişime geçebilir ve detaylı bilgi alabilirsiniz.
Diyetisyen Ece Kirmit web sitesi ve sosyal medya kanallarında bulunan içerikler bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi, tanı ve bilgi için iletişime geçiniz.
@ 2023 Tüm Hakları Saklıdır.