Obezite bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezitenin tedavisi; yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme, ilaçlar, metabolik ve bariatrik cerrahi kombinasyonlarını kapsar. Bu durum yaşam boyu süren multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Diyet, fiziksel aktivite ve ilaçlar genellikle kilo verme hedeflerine ulaşmak ve sürdürmek için yeterli değildir.
Bariatrik cerrahi, obeziteli hastalarda uzun süreli kilo kaybını sağlamak, komorbiditeyi azaltmak için en etkili tedavidir. Metabolik cerrahi olarak da adlandırılan bariatrik cerrahi, metabolik ve hormonal düzeyde iyileşmeler sağlar. Bariatrik cerrahi, mevcut obezite kılavuzları tarafından BKİ seviyelerine ve obezite ile ilişkili hastalıklara göre önerilmektedir.
Bariatrik cerrahi, hızlı ve sürekli kilo kaybını destekleyen çeşitli teknikleri içerir. Ciddi ve karmaşık obezitede yararlı ve çoğu durumda en iyi tedavi yöntemidir. Ayrıca cerrahi olmayan geleneksel tedavilere göre daha yüksek fayda/risk oranına sahiptir. Obez hastaların geleneksel yaşam tarzı değişikliklerine kıyasla daha hızlı kilo vermelerine olanak sağlar. Metabolik parametrelerde, hatta diyabet remisyonunda ve yaşam kalitesinde iyileşmeler sağlar.
Obezite, sağlığı olumsuz etkileyen vücut yağının aşırı veya anormal bir şekilde birikmesi ile karakterizedir. Dünya çapında artan bir prevalansa sahip olan kronik ve ilerleyici klinik durum olarak kabul edilmektedir. Gıda sistemindeki yüksek kalorili, sağlıksız beslenmeye yönelik değişim ve hareketsiz davranıştaki artış, obezite de artış oluşturmaktadır.
Obezite, metabolizmayı farklı şekillerde etkileyen yağ dokusunda büyük değişikliklere yol açar. Fazla yağ, bağışıklık sistemini modüle eder ve kronik, düşük dereceli bir iltihaplanmaya neden olur. Obeziteden etkilenen hastalar kardiyovasküler, solunum, metabolik, psikiyatrik, osteoartiküler hastalıklar, bazı kanserler geliştirmeye eğilimli hale gelir.
Bariatrik cerrahi, beden kitle indeksi durumuna ve obeziteyle ilişkili eşlik eden hastalıklara göre uygulanmaktadır.
1.BKİ ≥40 kg/m2 olması; bu durumda obezite ilişkili ilave bir hastalığın olma şartı yoktur.
2.BKİ ≥35 kg/m2 olması durumunda iki veya daha fazla hastalığın belirli bir zamanda birlikte bulunması. Bu ilişkili durumlar şunlardır;
Bariatrik cerrahinin hastalıklar üzerindeki yararlı etkileri, endokrin, bağışıklık, sindirim ve sinir sistemleri arasındaki etkileşimlerle ilişkilidir. Bu sistemlerdeki değişiklikler sayesinde, obeziteye özgü temel inflamatuar durumlar azalır. Bağırsak mikrobiyotasındaki ve safra asitlerindeki çeşitlilik metabolik gelişmelere katkıda bulunmaktadır. Bariatrik cerrahi, özellikle meme ve karaciğer kanseri olmak üzere genel kanser riskini azaltır.
Bağırsak mikrobiyotasıyla ilgili Firmicutes'ın Bacteroidetes oranında bir iyileşme ve A. muciniphila'da bir artış gözlenmektedir. Bu değişiklikler daha iyi sağlıkla ilişkilidir. Bu değişiklikler hastalar arasında bireyseldir ve ameliyat tekniğine bağlıdır. Buna rağmen mikrobiyota bileşimi ve işlevleri, daha büyük bir tür çeşitliliği geliştirerek değişir.
Bariatrik cerrahi öncesi preoperatif kilo kaybı halen tartışma konusudur. İlgili kılavuzların çoğu, ameliyat öncesi kilo kaybı hakkında net bir gösterge sağlamamaktadır. Kılavuzlar, bariatrik cerrahi öncesinde tüm hastalarda tanımlanabilir bir tıbbi tedavi döneminin gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca hastaların takip programlarına uyma konusundaki motivasyonunun ve istekliliğinin değerlendirilmesinin gerekli olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak ameliyat öncesi kilo kaybından asla bahsedilmez. Amerikan Metabolik ve Obezite Cerrahisi Derneği, ameliyat öncesi kilo kaybının tıbbi kanıtlarla desteklenmediği bildirmiştir.
Bariatrik cerrahinin ölüm oranı düşük olmasına rağmen, cerrahi komplikasyonlar yaygındır. Bu durum kısmen yaş, cinsiyet ve komorbidite gibi hasta faktörlerine bağlıdır. Şiddetli obezitesi olan hastalarda cerrahi, karın duvarının kalınlığı, karın içi obezite, karaciğer büyümesi nedeniyle zordur. Kalınlaşmış karın duvarları, hassas cerrahi hareketleri sınırlayabilmekte ve cerrahi prosedürler sırasında görüşü sınırlayabilmektedir. Cerrahi öncesi erken dönemde ılımlı kilo kaybının cerrahi ve anesteziyolojik riskler üzerindeki yararlı etkileri vardır.
Besleme adaylarının ameliyat öncesi beslenme durumlarının değerlendirilmesi ameliyat sonrası yönetimde önemli rol oynar. Bariatrik hastanın tıbbi yönetiminin en önemli yönlerinden biri beslenme yönetimini ifade eder. Obez hastalar sıklıkla mikro besinler ve vücut kompozisyonu açısından beslenme yetersizlikleri gösterirler. Çalışmalar, şiddetli obezitesi olan hastaların normal kilolu kişilerle karşılaştırıldığında sıklıkla mikro besin eksiklikleri olduğunu göstermektedir. Bariatrik cerrahi hastalarının %20-30'unun ameliyattan önce mikro besin eksikliklerine sahip olduğu tahmin edilmektedir.
Ameliyat öncesi mikro besin alan hastaların ilk yıl içinde yeni mikro besin eksikliği geliştirmediği gösterilmiştir. Fakat bariatrik cerrahiden önce mikro besin düzeltmesi almayan tüm hastaların ameliyattan sonra bir veya daha fazla mikrobesin eksikliği yaşamaya devam ettiği bildirilmiştir. Bu nedenle, post-bariatrik mikro besin eksikliğinin önlenmesi için hastaların ameliyattan önce beslenme durumunun değerlendirilmesi gereklidir.
Bariatrik cerrahi, beslenme alışkanlıklarında ve yeme davranışında önemli ve uzun süreli değişikliklere neden olur. Sonuç kısmında, hastaların yeme davranışının yeni mide-bağırsak yolundaki fizyolojisine adapte edilmesini gerektirir. Bu durumda uygulanan prosedüre özgü beslenme sorunları ve semptomları ortaya çıkabilmektedir. Ameliyat öncesi dönemde yeterli beslenme yönetimi de önemlidir. Bu nedenle bariatrik hastaların beslenme yönetimi, özel beslenme becerileri ve diyetisyenlerin müdahalesini gerektirir.
Bariatrik cerrahiden sonraki ilk aylarda kilo kaybı hızlıdır. Bu durum yağsız kütle ve kas kütlesinde istenmeyen önemli bir kayıpla ilişkili olabilmektedir. Yeterli protein alımı, hızlı kilo kaybı sırasında yağsız vücut kütlesi kaybına karşı koruyucu etki gösterir. Ancak protein alımı, çoğunlukla protein açısından zengin gıdalara karşı mide intoleransı nedeniyle azalır. Bu durum özellikle bariatrik cerrahiden sonraki ilk aylarda önemli ölçüde azalmaktadır. Mevcut kılavuzlar, bariatrik cerrahi sonrası günde minimum 60 g protein alımını önermektedir. Sadece doğal gıdalarla bu hedefe ulaşmak zordur. Bariatrik cerrahiden sonraki ilk aylarda yeterli protein alımını kolaylaştırmak için protein takviyelerinin kullanılması önerilmektedir.
Vitaminler ve mineral eksiklikleri, bariatrik cerrahiden sonra nispeten yaygındır. Çeşitli prosedürlerin anatomik özellikleri ve etki mekanizmaları, sıklıklarını ve ciddiyetlerini belirler. Beslenme eksiklikleri, bağırsak sürekliliğini ve normal sindirim süreçlerini değiştirmeyen tamamen gastrik kısıtlayıcı prosedürlerden sonra nadirdir. Ancak bir dereceye kadar malabsorpsiyona neden olan cerrahi prosedürlerden sonra daha yaygın görülmektedir.
Vitamin ve mineral eksikliklerinin önlenmesi, tespiti, tedavisi; bariatrik cerrahi sonrası uzun vadeli takibin temelini oluşturur. Prosedür tipine ve mevcut kılavuzlara göre hastalara rutin günlük multivitamin ve mineral takviyesi reçete edilmelidir. Beslenme eksiklikleri için periyodik laboratuvar rutin sürveyansı önerilmektedir. Mikro besin yetersizliği olduğu gösterilen hastalar ilgili mikro besin maddesiyle tedavi edilerek takviye bireyselleştirilmelidir. Bariatrik cerrahi sonrasında kilo alma riskini azaltmak için hastalar uzun vadeli periyodik diyet danışmanlığı almalıdır.
Bariatrik prosedürler, mide hacminin küçültülmesini veya küçük bir mide poşunun oluşturulmasını içerir. Ameliyat sonrası mide hacminin küçülmesi nedeniyle ameliyattan sonraki ilk günlerde katı gıda alımı çok zordur. Bu nedenle, regürjitasyon ve kusmayı önlemek, en aza indirmek için ameliyat sonrası beslenme protokolü uygulanır. Ameliyattan sonraki ilk günlerde sıvı veya çok yumuşak bir diyet önerilmektedir. Ameliyat sonrası ilk haftalarda gıda kıvamında çok kademeli bir artış önerilmektedir. Genellikle, ameliyattan sonraki 24 saat içinde düşük şekerli berrak bir sıvı diyete başlanır. Daha sonra hastalara, gıda kıvamını kademeli olarak değiştirmeleri, berrak sıvılardan yumuşak gıdalara geçmeleri istenmektedir. Sonrasında hastaların tolerasyonuna göre katı gıdalara geçilmektedir. Hastalar, bariatrik cerrahi sonrası öğün ilerlemesi hakkında deneyimli bir bariatrik diyetisyen tarafından özel danışmanlık almalıdır.
Ameliyattan önce ve sonra hastaların beslenme, tıbbi, metabolik ve psikolojik yönetimi için uzman ekip gereklidir. Bariatrik cerrahi sonrası multidisipliner uzun süreli takip önerilmektedir. Hastaların bariatrik cerrahi öncesi ve sonrası beslenmesi diyetisyen tarafından takip edilmelidir. Malnütrisyon riskini ve buna bağlı sorunları azaltmak için düzenli periyotlarla hasta takibi yapılmalıdır.
Bariatrik cerrahi sonrasında beslenme hakkında daha detaylı bilgi almak ve kişisel bir diyet planı hizmeti almak istiyorsanız online diyet hizmetimizden bizlere ulaşabilirsiniz. Bunun için whatsapp, telefon numarası veya mail adresinden bizlerle iletişime geçebilir ve detaylı bilgi alabilirsiniz.
Diyetisyen Ece Kirmit web sitesi ve sosyal medya kanallarında bulunan içerikler bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi, tanı ve bilgi için iletişime geçiniz.
@ 2023 Tüm Hakları Saklıdır.